Doğa şiirleri
Çınar...
ey koca çınar
yılların nasıl geçti
yapraklarında bir ömür var
gölgende anıların
kimbilir kimleri gördün
o ömründe
kimler anlattı seni
belkide adına şarkılar
ilkbaharda sonbaharda
ta ki yıllar seni
yorunca ya ve alıncaya kadar......
Sitem
Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi.
Dört yana haber saldığım kuşlar
Yarı yolda unuttular haberi
Kırık kanatlarla döndüler geri
Artlarından bakıp kaldığım kuşlar
Benim bildiğim kuşlar böyle değildi.
Dilimce öterdi kuşlar dallarda
Lugatta geçmezdi senin sözlerin
Su gibi akardı adın dillerde
Dediğini anlardım bütün gözlerin
Gözlerde bakışlar böyle değildi.
Soran olmaz bizi yardan ağyardan
Ne çare namımız çoktan yitmiştir
Yol üstü çeşmeler bakar kenardan
Bizi bilen sular akıp gitmiştir.
Mermerde nakışlar böyle değildi.
Meyveden kırılan dallar nasılsa
Arzular içimde öyle kurudu
Bir dalda bin türlü meyve verirdi
Takvimde bahardı ne gün bakılsa
Ne deyim bu işler böyle değildi.
Ağaçtım Bir Zamanlar...
Ağaçtım Bir Zamanlar...
Yapraklar ve çiçekler verdim dal dal
Dallarımda meyvalar verdim bal bal...
Sevgililer suda gezinsin diye
Sert göğsümden onlara verdim sandal.
Gölge verdim altımda oturacak,
Dalımda kuruldu ipten salıncak,
Çizilen kâlple aşk bilinsin diye
Gövdem,bağrım oyuldu bıçak bıçak...
Kuşlar dallarımda flört ettiler
Yuva kurup yavrular büyüttüler,
Gözle görüp içine sinsin diye
Yuvadan uçurmadan eğittiler...
İhtiyarlık şimdi beni de buldu
Yaprağım,çiçeğim,kuşlar kayboldu...
Kuru boş yer işgâl etmesin diye
Gövdem parça parça yakacak oldu...
Alper Kürük
Islık
Yabanıl ot kokuları
getiriyor bir rüzgar
kıpırdatıyor suları
Belki sonbahar
vurgun yapamayacak
yol vermeyecek sular
Ve neşeli bir ıslık
tutturmuş şimdi doğa
nice acıya karşılık
Aşkı savunmada doğa
Ahmet Telli
Doğa
Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili deniz
Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitki
Doğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda
Doğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşına
Doğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.
Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
Abdülhamit Aydın
Sitem
Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi.
Dört yana haber saldığım kuşlar
Yarı yolda unuttular haberi
Kırık kanatlarla döndüler geri
Artlarından bakıp kaldığım kuşlar
Benim bildiğim kuşlar böyle değildi.
Dilimce öterdi kuşlar dallarda
Lugatta geçmezdi senin sözlerin
Su gibi akardı adın dillerde
Dediğini anlardım bütün gözlerin
Gözlerde bakışlar böyle değildi.
Soran olmaz bizi yardan ağyardan
Ne çare namımız çoktan yitmiştir
Yol üstü çeşmeler bakar kenardan
Bizi bilen sular akıp gitmiştir.
Mermerde nakışlar böyle değildi.
Meyveden kırılan dallar nasılsa
Arzular içimde öyle kurudu
Bir dalda bin türlü meyve verirdi
Takvimde bahardı ne gün bakılsa
Ne deyim bu işler böyle değildi.
Orhan Şaik Gökyay